NEYİ SÖYLER KUŞ ÖTÜŞLERİ
Yaşanmamış ve yazılmamış aşklar
Defterimde
Bir iç isyan başlıyor içimde
Bastıramıyorum
Kanlı bir isyan
Yaralarıma bir tutam leylak
Bastırıyorum
Yaralarım
Birdenbire sihirli bir dokunuşçasına
Kanıyor
Kapanıyor
Ben de çılgın bir mayıs öğleninde
Oturmuş bu şiiri yazıyorum sana
Bütün kır çiçeklerinden kuş ötüşlerinden damıttığım
Ankara, 9.5.1990
TERK EDİLMİŞ DENİZ
Elle getirilip konulmuş denizin üstüne güneş
Ufukta ipsiz bir balon gibi duruyor
Ben kumsaldayım
Denizin ve güneşin kesiştiği noktada
Saat sabahın altısı
Ve uyuyor yaprak kımıltısı
Kumlar yeni yeni uyanıyor
Deniz yeni yeni
Terk edilmişliği yapıların, yeni
Gazi Magosa-Maraş/KIBRIS, Ağustos 1989
ELLERİMİN İZİ
Güzel sözler duymaya ihtiyacım var
Ellerim yaralı ayaklarım üşüyor
Kulaklarımda lacivert bir uğultu
Gözlerim kanlı ve buğulu görüyor bu günlerde
Dünyanın bütün suları üstüme yürüyor
Boğulmak üzereyim kendi çığlığımla
Güzel sözler duymaya ihtiyacım var
Var
Ve sesinin kıyısında konaklamaya
Usulcacık meltem gibi konmaya kuytularına
Yarım şiirler bitirilmeyi bekliyor sabırla
Yazılmamış şiirler yazılmayı
İnatla ak sayfalara sızmayı planlıyor sözcükler
Yağmurlu bir sokakta sonbaharda yürüyüşe çıkmayı
Dışarı soğuk ayaklarım üşüyor ellerim ateş
Gözleri sevgiye zincirli çiçek kız
Ellerinde uzun sevişmelerin çıplak yorgunluğu
Yüreğim ışınlanıyor yüreğine ırmaklar çağıldıyor
Pürtelaş seslerini duyuyor eski yaz gecelerinin
Bir çocuk düşlerine çarpıyor salıncakta
Gölgeler çekilirken kapı aralarından
Birahane kalabalığı bir sokağı adımlıyorum yavaşça
Gözeneklerinde binlerce ak güvercin yüreğimin
Koşar adım sevdalardan
Ve sınavlardan geliyorum
Ellerimde yangınların izi
Ankara, Ocak 1992
HANGİ ACILAR KALIR YARINA
Şimdi dağların doruklarından ince bir su akar
Çağıldayarak gelir yaylaların yeşiline
Nice mevsimler görmüş acılar çekmiştir
Çekilecek hangi acılar vardır yarına
Düşlerimden taşan su damlası
Yetmiyor Sivas’ı söndürmeye
Yine mi geç kaldık, bekleyin
Ağıtlar sussun su sussun umarsızlığına
Artık ırmaklar denizlere değil
Okyanuslara ulaşmalı
Hep ant içtik kara katliamların yıldönümlerinde
Özel sayılar çıkardık yazılar yazdık
Gelecek yıla kadar çoktan unutulacak
Ve hep perdelerin gerisinde miydik
Katliamlardaki canhıraş çığlıkları duymayacak
Kara bir suya dönüşmeden dağlarımızdaki kaynaklar
Bulutlara çıkmalıyız apak bulutlara
İşte o zaman
Gökkuşağının renkleriyle doğacaktır güneş, kapımıza
Malatya, 7.7.1994